Şaban KARAKÖSE

Etkili Sivil Toplum

Sayın (valim, milletvekilim, rektörüm, belediye başkanım, STK’ların ve siyasi partilerin değerli yönetici ve temsilcileri); kıymetli vakitlerinizi ayırarak programa katıldığınız için teşekkür ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Daha önce, başta MEB olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarla birlikte yürüttüğü çeşitli eğitim programlarında Türkiye’nin hemen her ilinde seminerler organize eden derneğimiz EBSAD, bu kez Dernekler Dairesi Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile birlikte STK’lara yönelik bir eğitim programı gerçekleştirmektedir. Siirt, (Erzurum, Bursa ve Mardin’den sonra) bu programın düzenlendiği  4’üncü ildir.

“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır” düsturundan hareketle insanların sıkıntılarını gidermek, mutlu ve başarılı olmalarına katkıda bulunmak, onların hayır dualarını almak bizlerin ortak paydamız olsagerektir.

Yıldırım Bayezıd, şehri denetlerken, yaşlı bir adam görmüş, iki büklüm vaziyette fide dikiyormuş. Selam verip sormuş:

- Burada ne yapıyorsun?

- Ceviz ağacı dikiyorum.

- Baba sen pir-i fani olmuşsun, oldukça yaşlanmışsın; niye gölgesinde dinlenemeyeceğin veya meyvesinden yiyemeyeceğin fideyi dikmeye uğraşıyorsun.

- Sultanım, bizden öncekiler ektiler, bizler onların ürünlerini topladık; şimdi biz ekiyoruz, bizden sonra gelenler toplayabilsin.

Yıldırım Bayezıd cevaptan memnun olmuş ve bir kese altın vermiş ihtiyara. İhtiyar:

- Gördün mü sultanım, fideler şimdiden meyvesini verdi, demiş.

Hakikaten, sivil toplum çalışmalarında bulunmanın hem kendimize hem gelecek nesillerimize ulaşan bir faydaları vardır.

Eğer bir insan bir STK'da görev alıyorsa, vicdan sahibi, sorumluluk sahibi, dert sahibi insan demektir. Hatta ne kadar da STK çalışmalarında sorunlar yaşasak, sorumluluk duygumuz yine bizi bu tür hizmetlerden uzaklaştırmamaktadır.

Mevlana, Fihi mafih adlı eserinde, "Dert insana yol gösterir" der. Sizler, bizler, STK yöneticileri sorunlarımızı, çözüm tecrübelerimizi, yeni bilgileri birbirimizle paylaşmakta gecikmemeli, geri durmamalıyız. Sivil Toplum Kuruluşlarında Kapasite Geliştirme Programı, bu samimi niyet ve amacın tezahürüdür.

STK Kapasite Geliştirme Programı ile, ildeki STK'ları daha verimli yönetilmesini ve daha güçlü hale gelmelerini, birbirleriyle iletişim içerisinde olmalarını ve birlikte çalışabilmelerini kolaylaştırmayı, il için gerekli yeni STK'ların ve projelerin doğmasına vesile olmayı hedeflemekteyiz.

Hani Yunus Emre demiş ya; "Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz." Daha güzel bir şehir, daha mutlu insanlar için şu sınırlı ömründe çalışıp didinenlerin tanışmasının, birlikte öğrenmesinin, birlikte hareket edebilmelerinin düşünsel ve duygusal zeminini hazırlamak istiyoruz.

Şehrimizin ortak sorunları, ortak geleceği adına, yeri geldiğinde farklılıklarımızı ikinci plana bırakarak yardımlaşabilmeliyiz. Bizlerdeki vicdan, merhamet, şefkat ve sorumluluk duygusu, şehrimiz için, şehrimizdeki insanlık için önyargılarımıza galip gelebilmelidir. Evet öncelikle iletişimimize engel olan önyargılarımızı aşmalıyız.

Bir adam gece yarısı şehrin dışında arabayla giderken birden lastik patlamış. Lastiği değiştirmek için krikosu yokmuş. Uzakta ışığı yanan bir ev görmüş. Şöyle düşünmüş: "Neyse ki şansım yaver gitti. Şu evdekiler uyumamış. Kapıyı çalarım, başıma geleni anlatırım. Bana krikonuzu ödünç verir misiniz? derim. O da 'Hay hay, al işini gör, getir' der."

Adam eve doğru yürümeye başlamış. Bakmış ışıklar sönmüş, canı sıkılmış, kendi kendine şöyle düşünmüş: "Adamlar yattı. Rahatsız ettiğim için kızacaklar, kriko için de para isteyecekler. Ben de 'Bu yaptığınız insanlığa yakışmaz, ama tamam şu 20 TL'yi alın' diyeceğim. Adamlar 'Bizi gece yarısı yataktan kaldırdın, ya 100 TL verirsin ya da kendine başka kriko alırsın' diyecek."

Bu esnada adam yürüye yürüye bahçe kapısına gelmiş. Kendi kendine mırıldanmış: "100 TL ha! Peki sana 100 TL vereceğim, ama bilesin ki bu düpedüz dolandırıcılık!!"

Bu düşüncelerle evin kapısına varmış, kapıyı hızla ve şiddetli bir şekilde vurmuş. Evdekiler pencereden başlarını uzatıp aşağıya seslenmişler "Buyrun, ne istemiştiniz?" Adam, kapıya bir yumruk daha indirip bağırmış "Senin de! krikonun da!"

Bu programla inşallah artık STK'ları arasında iletişim, yardımlaşma ve dayanışma köprüleri kurulur.

Tekrar sizlere saygı ve selamlarımı sunuyorum.

Programımız hayırlı, verimli olsun!

NOT: Bu konuşma, 17 Mayıs 2013 tarihinde Bursa, 28 Eylül 2013 tarihinde Siirt programının açılışında gerçekleştirilmiştir.



Görüntülenme: 1578